İbradı ilçesi Ormana Mahallesi yakınlarında Hökez mevkiinde bulunan ve yerel halk tarafından obruk olarak bilinen yaklaşık 50 metre dikey inişli mağaraya iniş yapan ekip, uzun yıllar öncesinde mağaraya ittirilmiş Murat 124 marka otomobil ile karşılaştı. Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu (HÜMAK) Başkanı Ahmet Öztürk, “Ekibimizdeki mağaraya inen tüm arkadaşlar heyecanlandılar. Biz de içerisinde gördüğümüz arabadan dolayı bu mağaraya “Arabalı” ismini vermeyi uygun gördük. Bu mağaranın dikeyi yaklaşık olarak 40-50 metre civarında. Haritalama çalışmaları devam ettiği için yatay kısmının derinliği tam olarak çıkarılmadı. Şu an ön gördüğümüz 70 metre kadar ilerlediği yönünde” dedi.
BÖLGEDE 5 YILDA 19 MAĞARA KEŞFEDİLDİ
Ormana Mahallesi’nde yaptıkları 5 yıllık çalışmada toplamda 19 adet mağara keşfedildiğini söyleyen Öztürk, “Ormana Mahallesi’nde bu yıl keşfimizin beşinci yılı. Bu keşifler sırasında Bölgede yerli halkın ihbarları üzerine 15 adet, onun dışında bugüne kadar kendi arazi taramalarımız sonucu 4 adet olmak üzere toplamda 19 adet mağaraya iniş yaparak inceleme yaptık. Özellikle Altınbeşik Mağarası’nın yakınlarında ve Ormana çevresinde çok fazla potansiyel barındıran karstik bir arazi var. Öncelikle bulduğumuz mağaraların haritalanması ve daha sonra jeologlara teslim etmektir. Bölgede diğer mağaralarda birbirinden farklı obruk ve mağaralar var. Her biri farklı oluşumlardan oluşmaktadır. Biz de arazi çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu (HÜMAK) üyesi Aybüke Seçen, Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu’nda bir yıldır mağaracılık yaptığını söyledi. Mağaracılık tutkusunun ailesinden gelen bir merak olduğunu söyleyen Seçen, “İbradı Ormana bölgesinde 2019 yılından bu yana Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü olarak ekspedisyon yapıyoruz. Hem kendimiz araziyi tarıyoruz. Hem de ihbar alıyoruz. Bu girmiş olduğumuz mağarada ilginç olarak yeşil renkli Murat 124 marka araçla karşılaştık. Tabii ki mağaranın girişi oldukça tehlikeli. Arazi yapısı çatlaklı olduğu için Fransız tekniği kullandık. Burası yaklaşık 50 metre kadar dikey iniyor. İndiğinde Murat 124 otomobil ile karşılaşıyorsunuz. Bir kısmı da galeriye çıkıyor ve yatay olaraktan 70 metre civarında gidiyor. Her mağaranın olduğu gibi bu mağaranın da güzelliği bir başkaydı. Bir mağaracı olarak mutluyum” diye konuştu.
“İLK DİKEY İNİŞİMDE BÜYÜK HEYECAN YAŞADIM”
HÜMAK’ın bir yıllık üyesi Ali Gazioğlu ise, “Arabalı Mağara’da ilk dikey mağara giriş yaptım ve burada olağanüstü bir şeyle karşılaştım. Bu mağara ana yoldan yaklaşık 200 metre uzaklıkta. Dağlık ve taşlık alan. Mağaranın içerisine indiğimde ilginç bir şeyle karşılaştım. Aşağıya indiğimde bir de baktım ki Murat 124 marka aracı gördüm. Araç yeşil renkteydi. Bu hayatım boyunca gördüğüm en güzel olaydı. Gerçekten çok heyecanlandım. Bu olayı hayatım boyunca herkese anlatacağım. Mağaraya inip baktığınızda araç tamamen yıpranmış. Aradan tahmini olarak 25-30 yıl gibi bir süre geçmiş. Mağaranın dikey uzunluğu 40-50 metre civarında. Araç yukarıdan inen taşlarla tamamen ezilmiş” diye konuştu.
“BENİM İÇİN BÜYÜK BİR SÜRPRİZ OLDU”
Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu (HÜMAK) üyesi Çağla Canoğlu, “Bu girdiğim yedinci mağara. Mağara ile ilgili ilginç olan şey mağaranın dibinde araba olmasıydı. Biz mağaraya inerken ekipmana odaklanıyoruz. Ben indiğimde mağaranın içerisinde arkadaşlar arkanda araba var dediler. Heyecanla dönüp arabayı görünce gerçekten heyecanlandım. Benim için büyük bir sürpriz oldu. Bu mağara yaklaşık bin metre rakımda. Ana yoldan mesafe olan bir yerde. Burada araba bulmayı hiç aklınıza bile getiremezsiniz. Beklemediğimiz bir anı oldu. Mağaralarda çok farklı oluşumlar görüyoruz, fakat araba görmek hiç ummadığımız bir şey. O yüzden görünce bizim için çok ilginç bir şey oldu” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Topluluğu’nun 7 yıllık üyesi olan Burhan Taştan ise, “Kulübün 7 yıllık üyesiyim. Yaklaşık 4 yıldır bölgede araştırma yapıyoruz. Bugün köylüden aldığımız ihbar ile yeni bir mağaraya girdik. Mağaranın içerisine zamanla yaklaşık 30 yıl öncesinden araba atmışlar. Buraya bir şekilde sürükleyip getirip mağaranın içerisine yuvarlamışlar. Tabii ki yıllar boyunca yağmur ile taşlar düşmüş. Biz de buranın ismini arabalı mağara koyduk. Bu mağaranın girişi bizi oldukça zorladık. Taş yapıları döküntü şeklinde. Yeni arkadaşlarımız için bu mağaraya inmek iyi bir eğitim ve deneyim oldu. Bölgedeki mağaralar bir birine genellikle benzeyen mağaralar. Hepsi dikey halinde 70-80 metre olan mağaralar. Bazı girdiğimiz mağaralarda ilginç canlılarda görüyoruz. Mağaraya özgü faunalar var. Transparan canlılar gördük. Beyaz renge girmiş mağaraya adapte olmuş beyaz renge fareler var. Tamamen şeffaflaşan böcekler gördük. Biyolog arkadaşlar bunları da inceleyecekler” diye konuştu.