Ayşegül Kahvecioğlu – Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan ve Katar’ı da kapsayan Körfez turu kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile imzalanan 50.7 milyar dolarlık iş birliği anlaşmalarının detayları belli olmaya başladı.
Söz konusu tutarın yaklaşık 30 milyar dolarlık bölümünün enerji alanında olduğu, bu kapsamda önümüzdeki dönemde Türkiye’de offshore (deniz üstü) rüzgâr santralleri, güneş enerjisi santralleri ve termik santrallerle, hidrojen üretimi yatırımları yapılacağı belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez turunun son durağı olarak gittiği BAE’de, iki ülke arasında çeşitli alanlarda 50.7 milyar dolarlık 13 anlaşma imzalandı. Anlaşmaların 28-29 milyar dolarlık bölümü enerji alanına yönelik oldu. Bu kapsamda petrol, doğal gaz, nükleer enerji, yenilenebilir enerji, biyoyakıtlar gibi konularda iş birliği imkânları araştırıldı.
Yerlilik şartı
Bu çerçevede önümüzdeki dönemde Türkiye’de offshore (deniz üstü) rüzgâr santralleri, güneş enerjisi santralleri ve hidrojen üretimi yatırımları hayata geçirilecek. Türkiye’nin yenilemek ve potansiyelini büyütmek istediği termik santraller de anlaşmalardaki maddeler arasında yer alıyor.
Edinilen bilgiye göre anlaşmalar kapsamında BAE, Türkiye’deki yatırımlara ya ortaklık yapacak ya doğrudan projenin finansmanını sağlayacak ya da projeyi başından sonuna kadar teknik altyapısı ile kendisi üstlenecek. Bu arada Türkiye’nin, tüm anlaşmalar kapsamında yapılacak çalışmalara proje bazında değişen oranlarda “yerlilik” şartı koyduğu öğrenildi.
Ciddi hazırlık var, bu yıl başlayabilir
Kaynaklar, Körfez ülkeleriyle yapılan anlaşmalar kapsamında gelecek yatırımların, Türkiye’ye sıcak para girişini sağlayacağı, istihdam artışı ve yeni iş alanları yaratacağı, dövizle ilgili sıkışıklığı kalıcı olarak gidereceği, Türkiye’nin “know-how” imkânını ve enerjideki kapasitesini artıracağını ifade ediyor.
İş birliğinin somut sonuçlarının hangi vadede görülebileceği konusunun projelerin hangi alanda yapıldığına ve büyüklüğüne göre değişeceğine işaret edilse de ilk yatırımların 2023 yılı içinde başlayabileceği belirtiliyor. Türkiye’nin önündeki en büyük meselenin yatırım için Türkiye’ye gelecek Körfez ülkelerine somut altyapı sunabilmek olduğuna işaret eden yetkililer, bu nedenle ciddi bir mutfak çalışmasının yapıldığını kaydediyor.
40 GW üstü potansiyel var
Deniz üstünde (offshore) 40 GW’den fazla rüzgar enerjisi potansiyeli olduğu bilinen Türkiye’nin, güneş enerjisi kapasitesinin ise 2035’e kadar yaklaşık yüzde 500 artışla 52.9 gigavata ulaşması ve güneş enerjisinin en yüksek kurulu güce sahip kaynak olması öngörülüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Ocak 2023’te yayımladığı Ulusal Hidrojen Stratejisi’ne göre ise Türkiye 2030’a kadar 2 gigawatt (GW), 2035’e kadar 5 GW ve 2053’e kadar 70 GW hidrojen üretim kapasitesi kurmayı hedefliyor.