Jüpiter’in ötesinden geldi
Araştırmacılara göre bugünlerde gezegenimize çarpan çoğu küçük asteroidin aksine dinozorların yok oluşuna neden olan yaklaşık 10 kilometre genişliğindeki dev asteroit, gaz devi Jüpiter’in ötesinden geldi. Bulgulara göre bu, bir C-tipi bir asteroitti ve dış Güneş Sisteminin karanlık bölgelerinden geliyordu. C-tipi asteroitlerin karbon açısından zengin olduğunu ve bunların aynı zamanda bilinen tüm asteroitlerin yüzde 75’ini oluşturduklarını biliyoruz.
Dev asteroidin Dünya’ya çarpmasının etkisi de kendisi gibi büyük olmuştu. Bugün bu çarpma bölgesi Chicxulub Krateri olarak adlandırılıyor ve büyük ölçüde Yucatan Yarımadası‘nın altına gömülmüş durumda. Sığ sulara çarpan asteroid, gökyüzüne muazzam miktarda moloz fırlatmış ve Güneş ışığının yeryüzüne ulaşmasına sebep olmuştu. Dolayısıyla zamanla fotosentez durmuş, uzun bir kış etkili olmuştu. Nihayetinde ise Dünya’daki türlerin yaklaşık yüzde 70’inin soyunu tüketmişti.
Araştırmacılara göre K-Pg sınırı olarak adlandırılan bu olaydan kalan ince bir tortu tabakası gezegenimizin çevresinde bulunuyor. Ve bu tortunun içerisinde rutenyum olarak adlandırılan Dünya’nın kabuğunda son derece nadir olan bir element yer alıyor. Bilim insanları bu tortu tabakasındaki rutenyumun neredeyse yüzde 100’ünün asteroitten geldiğini söylüyor.
Daha da önemlisi, araştırmacılar bu belirleyici tabakadaki rutenyum izotoplarının (farklı rutenyum türleri olan) Dünya’nın her yerinde bulunan karbon açısından zengin göktaşlarına benzediğini buldular. Dahası, rutenyum örnekleri, iç Güneş Sisteminde oluşan nesnelerden gelen diğer büyük asteroit çarpmalarının kalıntılarıyla eşleşmedi. Daha önceki analizlerde rutenyum kullanılmamıştı.