Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Savunma sanayisindeki temel amacımız, kendi imkânlarımızla üretebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan temin etmemek ve yerlilik – millilik oranlarımızı sürekli artırmak” dedi. Cevdet Yılmaz, savunma sanayiinin yarınları için ihtiyaç duyulan insan kaynağı yetkinlik envanterinin belirlenmesi ve yetenek yönetimi konularında gençlere odaklanacaklarını da söyledi.
Savunma Sanayii Yetenek Yönetimi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, teknolojik gelişmelerin ülkelerin ekonomik büyüme, güvenlik ve küresel rekabetteki yerini belirleyen önemli faktörlerden başında geldiğini belirten Yılmaz, yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi ve teknolojik üstünlüğün sağlanmasının, yetkin insan kaynağıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Savunma sanayisinin yüksek teknolojinin en ileri uygulamalarının gerçekleştiği bir alan olduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:
“Savunma Sanayii Başkanlığımız bünyesinde kurulan Savunma Sanayi Akademisi’ni son derece önemli bir hamle olarak görüyorum. Savunma Sanayii Yetenek Yönetimi Zirvesi’nin yine bu kapsamda savunma sanayi kazanımlarımızı yarınlara taşımak ve daha da güçlendirmek için faydalı bir platform olacağına inanıyorum.”
Yılmaz, savunma sanayisindeki temel amaçlarının kendi imkanlarıyla üretebilecekleri hiçbir ürünü dışarıdan temin etmemek ve yerlilik – millilik oranlarını sürekli artırmak olduğunu anlattı.
3500’den fazla firma
Savunma sanayi ekosisteminin bugün 3 bin 500’den fazla firması ve 90 bini aşkın çalışanıyla ülke ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörlerden biri haline geldiğini anlatan Yılmaz, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Savunma sanayi sadece bir güvenlik meselesi değil aynı zamanda bir refah meselesi. Savunma sanayinde oluşturulan teknolojiler, yetkinlikler, ekonominin tamamına sirayet ederek katma değeri daha yüksek bir ekonomi oluşturmamıza, dolayısıyla halkın refahının artmasına da katkıda bulunmaktadır.”
Cevdet Yılmaz, başarısını sahada ispat etmiş insansız hava araçlarının tasarımı, üretimi ve satışında Türkiye’nin dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasında yer aldığını anımsattı. Diğer taraftan kara ve deniz savunma araçlarında, dünyada kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülkeden biri olunduğunu söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:
“Milli savunma projesi sayımız 1000’i aşmış durumda. Savunma sanayi ülkemizin yüksek katma değerli ihracatında önemli bir rol oynuyor. Sadece 2024 yılı içerisinde 171 farklı ülkeye ihracat yapılmış olması takdire şayan bir başarı. Dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, MKE ve ASFAT olmak üzere beş Türk şirketi yer almıştır. Marlin SİDA’dan modüler zırhlı kuleye, ANKA 3’ten GÖKDOĞAN’a her bir projemiz ayrı bir başarı hikayesi. Milli Yetkinlik Hamlesi’yle bu alandaki insan kaynağı kalitemizi daha ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyoruz.”
Yüksek vasıflı iş gücü ‘vazgeçilmez’
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Haluk Görgün, Milli Yetkinlik Hamlesi’ne ilişkin, “Sadece savunma sanayisinde değil, ülkemizin teknoloji, ekonomi ve inovasyon ekosisteminde de büyük bir dönüşümü tetikleyeceğine inanıyorum” dedi.
Savunma Sanayii Yetenek Yönetimi Zirvesi ve Milli Yetkinlik Hamlesi tanıtım programında konuşan Görgün inovasyonun, savunma sanayisinin can damarlarından birisi olduğunu belirterek, “Sadece mevcut teknoloji ve yöntemlere güvenerek yola devam edemeyiz, sürekli gelişmek ve bir adım önde olmak için yeni yollar aramalıyız. Yüksek vasıflı iş gücü, merkezde konumlandırdığımız inovasyonun vazgeçilmez bir parçası” ifadesini kullandı.
Milli Yetkinlik Hamlesi’nin, Türkiye’nin küresel güç olma vizyonunda stratejik bir dönüm noktası olduğunu bildiren Görgün, “Bu hamlenin, sadece savunma sanayisinde değil, ülkemizin teknoloji, ekonomi ve inovasyon ekosisteminde de büyük bir dönüşümü tetikleyeceğine inanıyorum” dedi.