Acı ve isyan şarkılarda

MÜJDE IŞIL – Şarkıcı biyografileri toplum belleğinde iz bırakmış sanatçıların hüzünlü hikâyelerini perdeye getirirken kendinden önceki yapımlara da fark atmaya çalışıyor. Yüksel Aksu imzalı “Cem Karaca’nın Gözyaşları” da Anadolu Rock’ın unutulmaz temsilcisini hayatının en çalkantılı bölümüne odaklanarak anlatıyor. 

Çocukken okul müsameresinde müziğe yeteneği olduğunu kısa bir girişle anlatan film, Karaca’nın hayatını belirli temalarla örüyor. Öncelikle bir baba-oğul çatışmasını temel alıyor. Hariciyeci olmasını isteyen bir baba ile sahneye çıkmakta kararlı oğlunun gelgitleri, Karaca’nın askerde türküleri keşfetmesini sağlayarak kendini bulmasına vesile oluyor. Filmin bir diğer temeli ise sık sık tartışılan ‘sanatçı sanatında siyasi tavrını yansıtmalı mı?’ sorusu. Karaca’nın, uyarılara karşın 6. Filo’yu protesto konserine çıkması da 1 Mayıs marşını söylemesi de filmin yönünü temsil ediyor. Ancak filmin senaryosu bu temellerin derinine inmektense Karaca’nın yaşamını bir belgesel akışında anlatmayı tercih ediyor. Tarihi sıralamayla olaylar böyle gelişti, bu şekilde sonuçlandı tarzı düz ve detaylandırmaktan uzak bir anlatı izliyoruz. Almanya’da geçen bölümlerde olduğu gibi sadece olanı ya da mekânı göstermekle yetiniyor. Yüksel Aksu’nun mesela “İftarlık Gazoz”daki senaryo derinliğini bu filmde göremiyoruz. Cem Karaca’nın hayat hikâyesinin zaten ilgi çekici olduğu fikri ağır basmış muhtemelen.  

Biyografi filmlerinin itici gücü oyuncu performansları hiç kuşkusuz. Şarkı söyleyebilmenin, karakteri canlandırmaktan daha öne geçtiği bu türde İsmail Hacıoğlu hem Cem Karaca’yı yaşamış hem de konuşmasından şarkılarına kadar harika canlandırmış. Genelde yapmacıklık hissine neden olan peruk kullanımındaki handikap “Cem Karaca’nın Gözyaşları”nda pek yaşanmıyor. Filmin fragmanı vesilesiyle Hacıoğlu’nun ses yeteneğinden haberdardık ama oyuncu kadrosundaki asıl sürpriz Toto Karaca’ya hayat veren Yasemin Yalçın olmuş. Yalçın fiziki benzerliğinin yanı sıra karakterini muhteşem şekilde sırtlamış. 

Hacıoğlu, Karaca şarkılarını söylemekte çok başarılı ama “Bu Son Olsun” ve filme adını da veren “Resimdeki Gözyaşları” şarkılarını filmde duyamamak burukluk yaratıyor açıkçası. Her halükarda bu senenin en düzgün yerli yapımlarından biri “Cem Karaca’nın Gözyaşları”. 

Cage’in tuhaf saç modeli

“Sick of Myself/İlgi Manyağı” ile hayranlığımızı kazanan Norveçli sinemacı Kristoffer Borgli, bu sefer Amerikan bağımsız sinemasının örneği ile karşımızda.

Bir öğretmenin birdenbire herkesin rüyasına girmesiyle değişen yaşamını anlatan “Dream Scenario/Rüya Senaryo”, Michel Gondry’nin romantik ve çılgın dünyasını anımsatıyor. Kendi hayatının başrolünde olamayan bir adamın başkalarının rüyalarında başrole geçmesi fikri, kapitalizm eleştirisine kadar çok başarılı işliyor filmde. Sonrasında ise yükselttiği beklentileri karşılayamıyor. Nicolas Cage tuhaf saç modeliyle yine akılda kalıcı bir performans sergiliyor.

Yorum yapın

bursa escort kocaeli escort izmit escort escort bursa ankara escort pendik escort tuzla escort
bursa escort kusadası escort davutlar escort gorukle bursa görükle escort bursa bayan escort tuzla escort
bursa escort bursa merkez escort bursa ucuz escort
izmit escort kocaeli escort
bursa escort görükle escort
görükle escort bursa escort bayan bursa merkez escort bursa sınırsız escort bursa otele gelen escort
gaziantep escort porno izlegaziantep escortporno izle istanbul escort
kocaeli escort escort bayan yahya kaptan escort darıca escort gebze escort gölcük escort izmit escort kocaeli escort bayan izmit escort bayan izmit sınırsız escort izmit eve gelen escort izmit anal yapan escort izmit otele gelen escort
yalova escort
escort ankara
bursa escort bursa escort bayan bursa escort görükle escort bursa escort bayan bursa ucuz escort casibom baywin görükle escort bursa escort ataşehir escort