NAMIK DURUKAN- Depremin üzerinden 26 gün geçmesine rağmen Adıyaman’da enkaz kaldırma çalışmalarının da beklenen oranda gerçekleşmediği gözleniyor. Enkaz kaldırma çalışmaları ana artellerde yoğunlaşırken, pek çok ara sokağa henüz girilmemiş olması dikkati çekiyor. Adıyaman’daki son durumu konuştuğumuz depremzedelerden Ali Gezer, aciliyet arzeden binaların yıkılmaya devam edildiğini ancak enkazların çoğunun yerinde durduğunu belirterek, “Çalışmalar ağır gidiyor” dedi. “30 yıl çalıştık bir ev aldık, o da yıkıldı” diyen Gezer, “Canımızı kurtardığımıza seviniyoruz. Bu da bizim tesellimiz” ifadelerini kullandı.
Taşınma endişesi
Depremin büyük yıkıntıya neden olması nedeniyle kent merkezinin taşınacağı iddiası da her kesimden Adıyamanlıyı rahatsız etmiş durumda. Taşınmanın kötü örneğinin yakın tarihte Samsat ilçesinde gerçekleşmesine şahit olduklarını belirten Adıyamanlılar, tarihi dokuyu değiştirmenin onarılmaz yaralar açacağını ileri sürüyor.
1983 yılında yapımına başlanan Atatürk Barajı’nın suları altında kalma tehlikesinden dolayı Samsat 35 yıl önce bulunduğu yerden 5 kilometre uzağa taşındı. Adıyaman’ın güneyindeki aktif fay hattı üzerine kurulan yeni Samsat, 2017 yılının mart ayındaki 5.5 büyüklüğündeki depremde büyük zarar gördü. Devlet tarafından 1988 yılında halka dağıtılan konutların yüzde 78’i oturulamaz hale gelmişti.
Tozlaşma büyük sorun
Yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle nefes almanın dahi giderek zorlaştığı kentte, tozlaşma büyük sorun. Adıyaman Halk Sağlığı Başkanı Hacı Mustafa Kutlu, vatandaşlara şu ana kadar 30 bin maske dağıtıldığını, sayıyı hızla 100 bin’e çıkarmayı planladıklarını söyledi. Kent merkezi, ilçe ve köylerde bulaşıcı hastalıkların önüne geçilmesi için Sağlık Müdürlüğü tarafından önümüzdeki günlerde hjiyen ürünü dağıtılmasına başlanacağı belirtildi.
Yardımlar kesilmesin
Kentte depremin ilk günlerinde sivil toplum örgütleri ve gönüllülerin gönderdiği yardımların da büyük ölçüde kesildiği fark ediliyor.
Depremzedelere yardımlar resmi kurumlar, belediyeler, meslek odaları ile Milli Savunma Bakanlığı tarafından çadır ve konteyner kentler üzerinden ulaştırılıyor.
Yaşamlarını buralarda sürdüren depremzedeler ise her fırsatta geleceğe yönelik kaygılarını dile getiriyorlar.
Çadır kentte varilde yakılan ateş etrafında ısınmaya çalışırken konuştuğumuz Sevcan-Yusuf Özperçen çifti de gelecek kaygısı yaşıyor. Sevcan Özperçen “Kızımın çeyizini dizmiştim, o da gitti” diyerek üzüntüsünü ifade ederken Yusuf Özperçen, “Üç çocuğumuz var. Ne yapacağımızı, çadırda ne kadar kalacağımızı da bilemiyoruz. Bir beklentimiz yok, önmüzde bir gelecek de görünmüyor. Beş kardeşiz, beşimiz de buradayız. Yardımlar kesilirse o zaman büyük sıkıntı yaşayacağız. Akrabalarımızdan 25 kişiyi kaybettik. Yitirdiklerimize mi, geleceğimize mi ağlayacağımızı şaşırdık” diye konuştu. Daha önce telefon ve aksesurlarını satarak geçimini sağladığını belirten Ahmet Kocadayı ise devletten iş istedi.
57 yaşındaki Abuzer Demir de, yapılan yardımlarla yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını ifade ederek, “Önce millete sonra devlete teşekkür ederiz. Sivil toplum kuruluşları çok çalıştı. Türkiye’nin dört bir tarafından bize yardıma gelenlere binlerce teşekkür ediyoruz” dedi.