Sandığa giden en kritik virajdayız. Siyasi partiler açısından hem kararlı seçmene dönük olası son dakika “kafa karışıklığına” geçit vermeme hem de hala var olan kararsızları son ana dek ikna etme anlamında oldukça hareketli ve hararetli bir süreç söz konusu..Hatta bu anlamda partiye özel seçmen dinamiği, denge hesapları da devrede. Olağanüstü dönemler ya da gerekçeler dışında seçim denildiğinde olmazsa olmazlardan, bildik, rutin propaganda faaliyetlerinden vazgeçme durumları da dahil olmak üzere.. Mesela CHP, İstanbul, Ankara’da büyük mitingler yapmıyor. Bunun niyesini de Genel Başkan Özgür Özel, hem maliyetli, hem de örgütleri bir kaç gün oyalayan bir faaliyet diye açıkladı. Yani olumsuz etkileri oluyor anlamında. Gerçekten de bu siyasette zaman zaman tartışılan bir durum. Bazı kamuoyu araştırmacılarına göre, mitinge gelenlerin, katılanların zaten kararlı, partili seçmenlerden oluşması nedeniyle sandığa etkisi çok fazla değil. Siyaset bilimcileri ise mitinglerdeki, lider performansının özellikle kararsız seçmen üzerinde etkisinin kritik önemde olduğu görüşündeler. Yine gövde gösterisi, güç algısı ve parti örgütlerinin safları sıklaştırması açısından bakıldığında da etkili olduğu bir gerçeklik. Teşkilatların daha fazla çalışmalarına, seçim kampanyasına asılmalarına etki yapıyor. Sandığa sahip çıkma konusunda motivasyon sağlıyor. Ki CHP’de bugüne dek geçmişten bu yana örnekleriyle hep bu tür mitinglere de odaklanmış, önem vermiş bir parti…
***
Dolayısıyla bu gibi mitinglerden vazgeçme gerekçeleri arasında Özel’in dedikleri dışında daha başka etkenlerde söz konusu olduğu belli. Nitekim, parti içi çekişmelerden kaynaklı, ayrışma havası veren bazı olumsuz görüntülerin miting alanına yansıma ya da da hissedilme olasılığı veya alanların dolmamasından endişe duyulduğu iddiaları var..Ama bundan ziyade özellikle İstanbul’da kafa kafaya süren yarışta zaten güçlü bir adayla varım diyen eski dost İYİ parti, CHP’nin hesaplarını zorluyor, o nedenle de, DEM partinin oyları ve YRP seçmeninin tavrı, tercihi İstanbul’da İmamoğlu açısından kritik önemde… Malum CHP ile DEM partisi arasındaki yakın temas ve “oyunu bana ver ama görünmez ol” siyaseti, bu seçimin en tartışmalı noktası..CHP yok diyor, alenen böyle bir görüntü vermek asla istemiyor.. Hal böyle olunca da bir büyük mitingde alanda DEM partiyle yakınlık, işbirliği çağrıştıracak olası pankart, slogan riski ya da CHP’lilere göre provokasyon olasılığı epey yüksek..Bunun da getiri ve götürü dengesi açısından özellikle milliyetçi seçmen, oylar üzerinde yaratacağı olumsuz etki de açık ve net… CHP’liler açısından gösterişli bir mitingin YRP tabanı, seçmeni ya da hangi partiden olursa olsun mütedeyyin, muhafazakar seçmeni ürkütme olasılığı da var. Dahası miting alanında Ramazan ayının duyarlılığına aykırı olası bazı gaflar ya da görüntülerin (yeme içme, sigara kullanımı vb) sandığa dönük kritik denge hesaplarında sıkıntı yaratma durumu da olabilir… Onun içinde CHP miting yapmama kararıyla partiye özel seçmen dinamiği hesabında aslında…
***
Yani; dememiz o ki; genel ve yerel seçime göre değişkenlik gösteren seçmen dinamikleri bu kez daha da farklı. Yerelde daha çok hizmet ve proje odaklı olması gerekirken, muhalefet cenahında özellikle de İstanbul’a dönük siyaset mühendisliği çabaları daha ön planda. Bu anlamda da partiye özel seçmen dinamiği hesapları söz konusu. Ancak, kritik denge dinamikleri anlamında bakıldığında hiçbir kitlenin oyunun hangi parti olursa olsun “çantada keklik” falan olmadığı da ortada. Hangi görüş, siyasi yapı olursa olsun, vatandaş, seçmenin kendi iradesi üzerinde birisinin tahakküm kurmaya hissettiğinde hele de bunun üzerinden hesaplar yapıldığını farkettiğinde tüm beklentileri alt üst etme, öngörülen adrese değil, “yüreğinin götürdüğü yere” gitme olasılığı yüksek..