İkinci derece deprem kuşağında yer alan Türkiye, bu gerçeği Düzce’de dün sabah 04.08’de meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremle bir kez daha hatırladı. Birçok uzmanın “Sürpriz değildi” olarak yorumladığı deprem, başta İstanbul olmak üzere pek çok ilde hissedildi, birçok vatandaş yaşadıkları korku nedeniyle geceyi sokaklarda geçirdi. Düzce’deki son depremden sonra tüm gözler Karadere Fayı’na çevrilirken, Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AYM) Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu 1943’ten sonra ne kadarının kırıldığı bilinmeyen Hendek fayına dikkat çekti.
Prof. Dr. Murat Utkucu
23’ÜNCÜ YILI DOLAYISIYLA RAPOR HAZIRLAMIŞTI
1999’daki Düzce Depremi’nin 23’üncü yılı dolayısıyla geçtiğimiz günlerde ‘Türkiye’de Zaman Bağımlı Deprem Gerilme Etkileşimlerinin Modellenmesi ve Deprem Tehlikesi Üzerine Çıkarımlar’ başlıklı bir rapor hazırlayan Prof. Dr. Murat Utkucu, Düzce’deki son deprem hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Son yaşanan deprem hakkında net konuşmak için henüz erken olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Utkucu, depremin Gölyaka ilçe merkezinin kuzeyinde meydana geldiğini söyleyerek şunları söyledi:
“Deprem, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) üzerinde oluşan Gölcük Depremi kırığının en doğu parçasını oluşturan Karadere fayının kuzeydoğuya doğru uzanan ve Düzce Ovası’nı güneybatıdan sınırlayan fay üzerinde meydana geldi.”
‘KARADERE 1999’DA KIRILMIŞTI’
KAFZ’ın Bolu yakınlarında iki kola ayrıldığını söyleyen Prof. Dr. Utkucu, güney kolun Bolu-Gerede (1944), Abant (1957) ve Mudurnu Vadisi (1967) depremleri ile kırıldığını hatırlattı. Kuzey kolda bir hareketliliğin yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Utkucu, “Düzce Depremi’ni oluşturan Düzce fayı, batıda Karadere fay parçası ve doğuda Bakacak-Elmalık faylarıyla birlikte kuzey kolu oluşturuyor. Karadere fay parçası 1999’daki Gölcük Depremi sırasında kırılmıştı. Bu sebeple Düzce’deki depremin bir bakıma Gölcük’teki deprem kırığının doğuya doğru bir uzantısı olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Prof. Dr. Utkucu, Gölyaka’daki depremin tektonik açıdan diri bir bölgede meydana gelmesinin ‘sıra dışı’ olmadığını vurgulayarak 1999’da Gölcük’te meydana gelen 7.4’lük depremden sonra Karadere Fayı, Sapanca, Akyazı, Gölcük ve Karamürsel gibi en az 5 fayın deprem oluşturduğunu söyledi.
BAKACAK-ELMALIK FAY HATTINDA SON DURUM
Gölcük Depremi’nde kırılan bir bölümün Düzce Fayı’nı oluşturan 4 parçadan biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Murat Utkucu, yaşanan deprem sonrasında tehlikenin artıp atmadığına ilişkin, “Bazen depremler, bir sonraki depremin etkisini artırabilecek ya da azaltılabilecek nitelikte olabilir” yorumunda bulundu.
“Düzce’de 1999’da yaşanan deprem Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ana uzanımı ile aradaki bağlantıyı sağlayan Bakacak ve Elmalık faylarının bir deprem üretip üretmeyeceğini tartışma konusu haline getirmişti” diyen Prof. Dr. Utkucu, Bakacak-Elmalık fay hattında bir deprem beklenildiğini söyleyerek, “Fakat bu depremin ne zaman olabileceğini ya da etkilerini ancak şu anki durumu analiz ettikten sonra söyleyebiliriz” diye konuştu.
‘HENDEK FAYI İLE İLGİLİ YETERLİ BİLGİMİZ YOK’
Bölgede Bakacak ve Elmalık fay hattı haricinde Hendek Fayı’ndaki tehlikeye işaret eden Prof. Dr. Murat Utkucu, “1943’teki Hendek Depremi’nde Hendek fayının ne kadarının kırıldığını bilmiyoruz. Ayrıca 1878 yılında Sapanca ve Adapazarı’nda yıkıma yol açan depremin hangi fay üzerinde olduğu da bilinmiyor. Hendek fayının yer bilimleri açısından araştırılması gerekiyor” diye konuştu.
KAFZ ile bağlantılı ikincil bir fay olan Hendek fayının Gümüşova-Hendek-Adapazarı hattında uzandığını söyleyen Prof. Dr. Utkucu, fayın Adapazarı Ovası içinde çökeller altında izlenemediğine dikkat çekti. Prof. Dr. Utkucu, Hendek Fayı ile ilgili yeterli bilgiye sahip olunmadığını ve geçmişte hangi fayların yıkıma sebep olduğunun tam olarak bilinmediğini vurgulayarak, “Yeterli bilgiye sahip olunmaması Hendek fayının getireceği tehlikenin boyutlarını tahmin etmeyi de zorlaştırıyor” yorumunda bulundu.
‘SAKARYA’DA HASAR OLUŞTURMA İHTİMALİ YÜKSEK’
KAFZ’ın kuzey kolunun Doğu Marmara Denizi içinde kalan kısmının 1766 yılından beri tam 256 yıldır deprem üretmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Murat Utkucu, kırılmamış kısımın megakent İstanbul için büyük bir tehlike oluşturduğunu hatırlattı.
Doğu Marmara Denizi altındaki sismik boşluğun Sakarya’da hasar oluşturmasının uzak bir ihtimal olmadığının altını çizen Doç. Dr. Utkucu, “1912’deki Mürefte-Şarköy Depremi küçük bile olsa Sakarya’da hasar oluşturmuştu. 1894’teki İstanbul Depremi de Adapazarı’nda önemli bir yıkıma yol açmıştı. 1999’daki Gölcük Depremi’nde de Sakarya merkez üssü olmadığı halde ciddi şekilde etkilenmişti. Bu yüzden Doğu Marmara Denizi altındaki sismik boşluğun zemin koşulları ve yapı kalitesini de dikkate aldığımızda Sakarya’da hasar oluşturması olasılığı düşük değil” diye konuştu.
3 İLE DİKKAT!
Doğu Marmara Denizi altında beklenen büyük depremde kırılmanın Silivri açıklarından başlayıp İstanbul Kartal açıklarına doğru gerçekleştiği takdirde Sakarya’da kuvvetli bir sarsıntının yaşanabileceğini belirten Prof. Dr. Utkucu, Sakarya haricinde bir başka bölgeye daha dikkat çekti.
KAFZ’ın Doğu Marmara Denizi altında kısmı ile Erzincan’ın doğusundaki Yedisu arasındaki bölgenin 20’nci yüzyılda hiç deprem üretmediğini hatırlatan Prof. Dr. Utkucu, “Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde Adıyaman Gölyaka ile Kahramanmaraş Türkoğlu arasındaki kısım yüzyıllardır büyük deprem üretmedi. Belirtilen fay kesiminin büyük bir depremle kırılması Malatya, Adıyaman ve Kahramanmaraş illeri içinde hasara neden olabilir” uyarısında bulundu.